Makâm-ı İbrâhim’de Namaz Kılıp Duâ Etmek (181. Hadis-i Şerif Dersi)

Makâm-ı İbrâhim’de Namaz Kılıp Duâ Etmek

Amr bin Dînâr (r.a) şöyle buyurur:

Abdullah bin Ömer (r.a) Hazretleri’ne:

«‒Umre niyetiyle Beyt-i Şerîf’i tavâf edip de henüz Safâ ile Merve arasında saʻy etmeyen kimse, (ihramdan çıkıp) hanımına mukarenet edebilir mi?» diye sorduk. O da şöyle cevap verdi:

«‒Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) (Umre için Mekke’yi teşrîfinde) Beyt-i Muazzam’ı yedi kere tavâf buyurdu ve Makâm-ı İbrâhim’in arkasında iki rekât namaz kılıp Safâ ile Merve arasında sa’y etti. Rasûlullah Efendimiz (s.a.v) sizin için güzel bir nümûnedir.»

Biz bu meseleyi Câbir bin Abdullah’a da sorduk. O da:

«‒Safa ile Merve arasında sa’y etmedikçe hanımına sakın yaklaşmasın!» cevâbını verdi.” (Buhârî, Salât, 30)

Şerh:

Bakara Sûresi’nin 125. âyetinde, Kâ’be ile alâkalı bazı beyanlar bulunduğu için, İmâm Buhârî (r.a) bu âyet-i kerimenin bir kısmını bâb başlığı yapmış ve Efendimiz (s.a.v)’in kıbleye yönelmesine dâir bir misâl takdim etmiştir.

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

وَاِذْ جَعَلْنَا الْبَيْتَ مَثَابَةً لِلنَّاسِ وَاَمْنًا وَاتَّخِذُوا مِنْ مَقَامِ اِبْرٰهٖيمَ مُصَلًّى وَعَهِدْنَا اِلٰى اِبْرٰهٖيمَ وَاِسْمٰعٖيلَ اَنْ طَهِّرَا بَيْتِىَ لِلطَّائِفٖينَ وَالْعَاكِفٖينَ وَالرُّكَّعِ السُّجُودِ

“Biz, Beyt-i Şerîf’i (Kâbe’yi) insanlar için dönüp varılacak bir sevapgâh ve bir dâru’l-emân kıldık. Siz de Makâm-ı İbrâhîm’den kendinize bir namazgâh edinin (orada namaz kılın). Biz, İbrahim ve İsmail’e şöyle ahd verdik: «Beyt’imi hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar (îtikâfa girenler) için, hem rükû ve sücûde varanlar için tertemiz bulundurun!».” (el-Bakara, 125)

*

İbn-i Abbâs (r.a) şöyle buyurmuştur:

“Nebiyy-i Ekrem Efendimiz (s.a.v) Beyt-i Muazzam’ın içine girdikleri zaman onun bütün cihetlerinde duâ buyurdular. Namaz kılmadan çıktılar. Dışarıda Kâ’be’nin önünde (Makâm-ı İbrâhim’de) iki rekât namaz kıldılar ve «Kıble işte budur.» buyurdular.” (Buhârî, Salât, 30)

Şerh:

Hacceden kimsenin Beyt-i Şerîf’in içine girip Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in sünnet-i seniyyelerine ittibâen iki rekât namaz kılması ve Beyt’in dâhiline ayakkabı ve mest ile girmemesi, Hıcr da Beyt’ten sayıldığı için oraya da tâzimen yalın ayak girmesi müstehaptır.

Bu rivayette, Kâ’be’nin içinde namaz kılınmadığı ifâde ediliyor. Peygamber Efendimiz’in maiyyetinde Bilâl ile beraber Kâ’be’ye giren Üsâme bin Zeyd’den gelen rivayet de içeride namazın kılınmadığını ifade ediyor. Bilâl (r.a) ise, Kâ’be’nin içinde namaz kılındığını haber vermiştir. (Buhârî, Salât, 30)

 Bunların telifi hususunda şunlar söylenmiştir:

Allah Rasûlü (s.a.v) Efendimiz’in Kâ’be’ye iki defa girmiş olması muhtemeldir. Vak’a bir­den fazla olmuşsa, rivayetleri telif etmekte müşkilât yoktur. Fakat vak’a bir ise, Hz. Bilâl’in isbâten vâki olan ve ziyâde ilim ihtivâ eden rivayeti ile amel etmek lâzım gelir. Zîrâ isbât, nefye mukaddemdir, binâenaleyh tercîhi lâzım gelir. Namaz kılınmadığını söyleyenlerin nefyine sebep ise şudur:

Efendimiz (s.a.v) ile iki sahâbîsi, Kâ’be’nin içine girip kapıyı örttüler ve duâ ile meşgul oldular. Bilâl (r.a) Rasûlullah’a yakın bir yerde bulunuyordu. Sonra Pey­gamber Efendimiz (s.a.v) namazı kılınca, bunu, yakınında duran Bilâl (r.a) gördü. Uzakta duran Üsâme (r.a) ise gör­emedi. Bilhassa kapı örtülüp ortalık loş olmuş, namaz da hafîf kılınmış, Üsâme (r.a) ise hep duâ ile meşgul olmuş idi. Bu sebeple Üsâme (r.a) zannına binâen “Namaz kılmadı” diyebilir.

Velhâsıl, Kâ’be’nin içinde namaz kılmanın cevâzı, ihtilaflı bir mes’eledir. Ebû Hanîfe ile Şâfiî’ye göre Kâ’be’nin içinde farz da nâfile de kılmak câizdir.

Kâ’be’nin her yönü, insana karşı gelen her cüz’ü kıbledir ve namaz kılarken kıbleye doğru dönmek farzdır.

%d bloggers like this: