Berâ bin Âzib (r.a) şöyle demiştir:
“Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in kıyâm ile kaʻdesi müstesnâ; rükûu, secdeleri, iki secde arasındaki oturuşu (celse), rükûdan başını kaldırıp durması (kavme) takrîben birbirine eşit idi.” (Buhârî, Ezân, 121)
Şerh:
Nebiyy-i Ekrem Efendimiz’in kıyâm ile kaʻdeyi diğer rükûnlara nisbetle daha uzun tuttuğu anlaşılıyor. Rukûya, secdelere, iʻtidâle (rükûdan sonraki doğrulmaya), secde aralarındaki celselere ayırdığı zaman ise nisbeten kısadır. Şayet bunlardan birini uzatsa diğerlerini de uzatır, birini kısaltsa diğerlerini de kısaltırmış. Bundan iʻtidâlin de rükû ve secdelere yakın uzunca bir rükün olduğu mânâsı çıkmaktadır. Ancak Şâfiî’ye göre tercihe şâyân olan, bunun, diğerlerine nisbetle daha kısa bir rükün olmasıdır.