Allah Hayrını Murâd Ettiği Kimseyi Dinde Fakîh Kılar (44. Hadis-i Şerif Dersi)

Allah Hayrını Murâd Ettiği Kimseyi Dinde Fakîh Kılar

Muâviye (r.a) hutbede iken şöyle buyurmuştur:

Rasûlullah (s.a.v) Efendimiz’in şöyle buyurduklarını işittim:

«Allâh Teâlâ her kimin hayrını murâd ederse ona din husûsunda (büyük bir) anlayış verir. Ben (verici değil) yalnız taksîm ediciyim. Veren ise Allâh -azze ve celle-’dir. Bir de bu ümmet, Allâh’ın emri (ve kazâsı) zuhûr edip kıyâmet kopuncaya kadar emr-i İlâhîye tâbî olma husûsunda hep sâbit-kadem olup duracak ve kendilerine muhâlefet edenlerden zarar gelmeyecektir».” (Buhârî, İlm, 13)

Şerh:

Efendimiz (s.a.v) şöyle demek istiyor:

Bana vahyedilen dîn ilmini, bazılarına öğretip bazılarından gizlediğim yoktur. Cenâb-ı Hak tarafından bana her ne bildirilmiş ise herkese eşit bir şekilde tebliğ ediyorum. Ben ancak Kâsım’ım, yani taksim edenim. Teblîğâtım herkese göre farksız olmakla birlikte, bu teblîğât farklı derecelerde anlaşılıyor. Çünkü anlayışı veren Allah Teâlâ’dır. Allah’ın ihsânı kullarının üzerine farklı derecelerde yağıyor. Bunun izleri de benim tebliğimden sonra görülüyor. Herkes kısmetini benden alırsa da veren Allah Teâlâ’dır, ben değilim.

Efendimiz (s.a.v)’in bu yüce kelâmı, ümmet-i Muhammediyye’nin tâ Kıyâmet’e kadar pâyidâr olacağına işâret olduğu gibi, “Ümmetimden dâimâ hak üzere gâlib ve zâhir, muhâliflerinden kendilerine zarar gelmez bir tâife hiç eksik olmayacaktır!”[1] hadîs-i şerîfinin medlulüne muvâfakatı da vardır. (Ahmed Naîm Efendi, Tecrîd-i Sarîh Tercemesi, I, 78)

Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:

“Mü’minlerin hepsi birden toplanıp sefere çıkacak değildir. Fakat her kesimde bir grup toplansa da dinde fıkıh tahsil etseler (dinî ilimlerde geniş bilgi elde etseler) ve döndükleri zaman kavimlerini ikaz etseler! Umulur ki sakınırlar.” (et-Tevbe, 122)

Efendimiz (s.a.v) şöyle buyururlar:

“İki haslet vardır ki münâfıkta bulunmaz: Ahlâk ve tavır güzelliği ile dinde ince anlayış sahibi olmak.” (Tirmizî, İlim, 19/2684)

Bu hadîs-i şerîf aynı zamanda, “İcmâ”nın şerʻî delillerden biridir.

Dinde derinleşmek, mü’min için büyük bir hayırdır. Bu durum, Allah Teâlâ’nın onun için hayır murâd ettiğini gösterir.


[1] Müslim, İmâre, 170-174.

%d bloggers like this: